SOSYAL
GELİŞİM KURAMI (L. VYGOTSKY)
Kuramın Genel Tanımı: L. Vygotsky çocuğun
bilişsel gelişiminde içinde bulunduğu ‘sosyal çevrenin’ önemli rolü olduğunu
ileri sürmüştür. Çocuklar, çevresindeki kişilerden ve onların sosyal
dünyalarından öğrenmeye başlamaktadırlar. Çocukların kazandıkları kavramların,
fikirlerin, olgunların, becerilerin tutumların kaynağı sosyal çevredir.
O halde bilişsel gelişimin kaynağı, kişisel psikolojik süreçlerden önce, insanlar ve kültür arasındaki etkileşimdir.
Vygostky’e göre eğitim, bilişsel gelişim için bir temel değil aynı zamanda sosyokültürel aktivitedir. Vygotsky, insanın düşünme şeklinin psikogenetik ve sosyokültürel olarak nasıl geliştiği üzerinde çalışmış olmasına rağmen çalışmasının temeli bireysel gelişimin sosyal kaynakları ve kültürel
temelleridir (Moll, 1990, s.1).
O halde bilişsel gelişimin kaynağı, kişisel psikolojik süreçlerden önce, insanlar ve kültür arasındaki etkileşimdir.
Vygostky’e göre eğitim, bilişsel gelişim için bir temel değil aynı zamanda sosyokültürel aktivitedir. Vygotsky, insanın düşünme şeklinin psikogenetik ve sosyokültürel olarak nasıl geliştiği üzerinde çalışmış olmasına rağmen çalışmasının temeli bireysel gelişimin sosyal kaynakları ve kültürel
temelleridir (Moll, 1990, s.1).
Kuramın Kapsamı/Uygulaması: Vygotsky’e göre tüm
psikolojik süreçler, insanlar arasında, çoğu zaman çocuk ve yetişkinler
arasında paylaşılan sosyal süreçlerle başlar. Bunun en açık örneği “dil”dir.
Sosyal çevremiz bizi belli bir kategoriye yerleştirir. Örneğin; zeki, uzun,
kısa, zengin vb. Sonuç olarak bizim bütün kişisel psikolojik süreçlerimiz,
kültürümüz tarafından biçimlendirilmiş sosyal süreçler olarak başlar.
Vygotsky, çocuğun bilişsel gelişimini etkilemede yetişkin rolünün çok önemli olduğunu vurgular. Ona göre, çocuklar, yetişkinlerle ya da diğer çocuklarla işbirliği içinde birlikte çalıştıklarında bilişsel gelişimleri beslenir.
Birçok öğretme durumunda yetişkinler, çocukların düşünme ve problem çözme etkinliklerini kontrol eder. Ancak bu kontrol, çocukların öğrendiklerini içselleştirmeleri-
ni sağlamalı, onları bağımsız düşünürler ve problem çözücüler haline getirmelidir.
Vgotsky’e göre yetişkinin, çocuğun bilgiyi içleştirmesine bilgiyi kazanmasına yardım edebilmesi için iki noktayı belirlemesi gerekir. Bunlardan birisi, çocuğun herhangi bir yetişkinin yardımı olmaksızın, bağımsız olarak kendi kendine sağlayabileceği gelişim düzeyini belirlemektedir. İkincisi ise, bir yetişkinin rehberliğinde çalıştığında gösterebileceği potansiyel gelişim düzeyini belirlemektir. Bu ikisi arasındaki fark, çocuğun “gelişmeye açık alanı”dır. Vygotsky’in gelişim ve eğitime getirdiği en önemli kavram gelişmeye açık alandır.
O halde Vygostky’e göre öğretim, çocuğun gelişimini ileriye götürebildiği ölçüde iyidir. Öğretim, çocuğun gelişmeye açık alanını etkili olarak kullanmasını sağlamalıdır. Bu nedenle, doğrudan bire bir öğretim ve çocukların çocuklarla ve yetişkinlerle etkileşimlerini sağlayan öğretim biçimleri çocuğun bilişsel gelişiminde önemli rol oynar.
Çocuğun bilişsel gelişim ilerlemesinde, diğer bir deyişle yakınsal gelişim alanının etkili olarak kullanılmasında öğretmen, diğer yetişkinler ve diğer çocuklar önemli katkılar da bulunurlar. Bu nedenle okullar, öğretmenler, çocukları çalışmalarında aşırı derecede bağımsız bırakmamalıdır. Aşırı bağımsızlık, bilişsel gelişimi yavaşlatmaktadır.
Gelişimin tam olarak sağlanabilmesi için, çocuğun sistematik olarak daha karmaşık hale gelen bu olayları, olguları tam olarak anlayabilmesi için ise yetişkinin ya da o alan da uzman olan herhangi bir kişinin yardımına ihtiyaç vardır.
Vygotsky, çocuğun bilişsel gelişimini etkilemede yetişkin rolünün çok önemli olduğunu vurgular. Ona göre, çocuklar, yetişkinlerle ya da diğer çocuklarla işbirliği içinde birlikte çalıştıklarında bilişsel gelişimleri beslenir.
Birçok öğretme durumunda yetişkinler, çocukların düşünme ve problem çözme etkinliklerini kontrol eder. Ancak bu kontrol, çocukların öğrendiklerini içselleştirmeleri-
ni sağlamalı, onları bağımsız düşünürler ve problem çözücüler haline getirmelidir.
Vgotsky’e göre yetişkinin, çocuğun bilgiyi içleştirmesine bilgiyi kazanmasına yardım edebilmesi için iki noktayı belirlemesi gerekir. Bunlardan birisi, çocuğun herhangi bir yetişkinin yardımı olmaksızın, bağımsız olarak kendi kendine sağlayabileceği gelişim düzeyini belirlemektedir. İkincisi ise, bir yetişkinin rehberliğinde çalıştığında gösterebileceği potansiyel gelişim düzeyini belirlemektir. Bu ikisi arasındaki fark, çocuğun “gelişmeye açık alanı”dır. Vygotsky’in gelişim ve eğitime getirdiği en önemli kavram gelişmeye açık alandır.
O halde Vygostky’e göre öğretim, çocuğun gelişimini ileriye götürebildiği ölçüde iyidir. Öğretim, çocuğun gelişmeye açık alanını etkili olarak kullanmasını sağlamalıdır. Bu nedenle, doğrudan bire bir öğretim ve çocukların çocuklarla ve yetişkinlerle etkileşimlerini sağlayan öğretim biçimleri çocuğun bilişsel gelişiminde önemli rol oynar.
Çocuğun bilişsel gelişim ilerlemesinde, diğer bir deyişle yakınsal gelişim alanının etkili olarak kullanılmasında öğretmen, diğer yetişkinler ve diğer çocuklar önemli katkılar da bulunurlar. Bu nedenle okullar, öğretmenler, çocukları çalışmalarında aşırı derecede bağımsız bırakmamalıdır. Aşırı bağımsızlık, bilişsel gelişimi yavaşlatmaktadır.
Gelişimin tam olarak sağlanabilmesi için, çocuğun sistematik olarak daha karmaşık hale gelen bu olayları, olguları tam olarak anlayabilmesi için ise yetişkinin ya da o alan da uzman olan herhangi bir kişinin yardımına ihtiyaç vardır.
Kuramın Örneği: Vygotsky’nin sosyal gelişim
kuramına aşağıdaki diyalogu örnek verebiliriz:
Anne: Burada senin için 4 kitap var, abin içinde
Çocuk: Aynı mı? (Abisinin kitap sayısını araştırıyor.) Hayır, onun
daha fazladır (kızgın bir ifade ile konuşur).
Anne: Hayır, gerçekten aynı. Onlara da bak
Çocuk: Onun daha fazla.
Anne: Onunkileri bir sıraya diz. Sonra da kendininkileri sırala ve
karşılaştır.
Çocuk: (denileni yapar) bir, iki, üç, dört. Bir iki üç, dört. Aynı.
(Mutlu olmuştur.)
Bir örnek daha verecek olursak;
Çocuk yeni kelimeler öğrenirken okumakta zorlanıyorsa ebeveynleri
bu kelimeleri okuyarak çocuğun kelimeleri işitmesine yardımcı olabilir.
Vygotsky bu kavramı çocuğun tek başına yapmakta zorlandığı ancak
yetişkin rehberliğinde başarabileceği görevler için kullanmaktadır.
Kuramın İlkeleri:
Vygotsky’ nin (1978) ilkeleri dikkate alınarak gerçekleştirilen
bir öğrenme- öğretme ortamında dört temel ilke vardır:
1- Öğrenme ve bilişsel gelişim sosyal, işbirlikli bir
etkinliktir.
2- Gelişimsel erişim alanı (ZPD) program hazırlama ve ders
planlaması için bir kılavuzdur.
3- Öğrenme anlamlı bağlamlar içinde meydana gelir. Öğrenme ve
bilgi, çocukların ‘gerçek dünya’ gelişimlerinden kopuk olamaz ve ayrı
düşünülemez.
4- Okul- içi deneyimler çocuğun okul- dışı deneyimleriyle
ilişkili olmalıdır.
Sorular
1-)Sınıfta ispanyanın G.Amarikayı sömürdüğünü öğrenen çocuk
önceleri sömürüyü sadece ispanyanın G.Amarikaya yaptığı olarak
algılar.sonraingiltereninhindistanı sonra fransanın Cezayir i sömürdüğünü
öğrenen çocuk sömürgecilik kavramını öğrenir.
Bu açıklamadan yola çıkarak vygotskynin kayram gelişimi
kuramına göre çocuk sömürgecilik kavramını hangi yolla edinmiştir?
A-) tümden gelim
B-)Analoji
C-) Tüme varım
D-) Özelden özele akıl yürütme
E-) Hipotetik düşünme
2-) Vygotsky’nin gelişim kuramında bireyin kendi kendine
ulaşabileceği bilişsel seviye ile yakın çevresinin yardımıyla ulaşabileceği
bilişsel seviye arasındaki fark aşağıdaki kavramların hangisiyle ifade edilir?
A-)Yakınsal gelişim alanı
B-)Gelişmeye açık alan
C-)Sonradan kazanılan kavramlar
D-)Fonksiyonel değişmezler
E-)İskele Modeli
3-)Sınıf
arkadaşlarına göre kısa boylu olan bir 7 .sınıf öğrencisini, ''Ufaklık gel
buraya'' diye çağıran bir öğretmenin bu davranışının, gelişim psikolojisi
açısından olumsuz olmasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A.
Öğrencilerin özellikleriyle ilgilenmediğini
göstermesi
B.
Öğrenciye beslenen olumlu duyguları iletmekte
yetersiz kalması.
C.
Okul başarısını etkilemeyen bir özelliği
vurgulaması.
D.
Ergenlikte ortaya çıkan fiziksel
farklılıklara dikkat çekmesi.
E.
Bireysel farklılığı. öğrenciyi incitebilecek
şekilde kullanması.
4-Ergen bir
kızın "Benim üzerimde ne varsa, herkes bana bakıyor!" demesi ergenin
hangi özelliğinden kaynaklanmaktadır?
A- Rol
Kimlik bunalımı
B- Kimlik
karmaşası
C- Rol
karmaşası
D- Benmerkezcilik
5-)Bir çocuk
doktor olan ablası gibi giyinmiş ablasının steteskopunu boynuna takmıştır. Bu
çocuğun ablası gibi davranması aşağıdakilerden hangisine örnektir?
A-) Taklit
B-)Yüceltme
C-)Özdeşim
D-) Yansıtma
E-) Baskı
Ellerinize sağlıkö teşekkürler
YanıtlaSilSlot Machines - O'The Irish Pub Casino
YanıtlaSilIf 포커 고수 you 마틴게일 전략 enjoy the thrill of playing 바카라 검증 사이트 slots, 포커 페이스 you'll be spoilt for choice, and if you're looking 업소 사이트 for a place to indulge in the thrills of slots,